Medeniyetin Katmanlarında Edebiyata Yansıyan Güzellikler

Yazıcı-dostu sürüm

Yazar ve şair Prof. Dr. İskender Pala, Türk Edebiyatı Yaz Okulu’nda edebiyatımızın tüm renklerini katılımcılarla paylaştı.

"Şair, Şiir ve Şehir" seminerlerine konuk olan Prof. Dr. Pala, Ahmet Hamdi Tanpınar Müzesi'nde "Türkçe'nin Şiiri: Gazel, Koşma ve İlahi" başlıklı bir konuşma yaptı.

Tüm milletlerin edebi geçmişlerinin belirli katmanlarda gerçekleştiğine, bu katmanların birbirinden bağımsız olmadığına ve insanların 3 farklı tarzda şiir yazdıklarına işaret eden Pala, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk şiirini güle benzetirim. Has bahçede yetişen gül gazeldir. Kırlarda yetişen gül koşmadır. Kırlardan has bahçeye, has bahçeden kırlara gitmek üzere evcilleştirilen gül de ilahidir. Yani birisi halk şiiridir. Tamamen özgür, kendi başına herhangi terbiye, eğitim görmeden Allah'ın ona verdiği şairlik yeteneğiyle içinde bir gül açtırır, onu şiir şekline getirir. Bir tanesi eğitimini alır, çalışır, çabalar onun üzerine estetik değer oluşturur. Bu da gazeldir ve asildir. Bir de bazen eğitimliden birisi, bazen de eğitimsizden birisi bunların arasında bir form oluşturur. Bu da tekkedir. Biz buna irfan deriz."

Halk, divan ve tekke şairlerinin aynı ırmaktan geldiğinin ve divan, tasavvuf ile halk edebiyatının bir medeniyet birikimi içerisinde yer aldığının altını çizen Pala,  "Sanki Türkiye'de parçalanmış bir edebiyat akımı, anlayışı var zannediliyor. Hayır, bu bir bütündür, medeniyettir ve medeniyetin katmanlarında edebiyata yansıyan güzelliklerdir." diye konuştu.